ABD'de hayat standartları Türkiye'dekinden daha yüksektir. Ancak 286 milyon insanın yaşadığı bir ülkede bu yalnızca ortalama olabilir: aynı zamanda inanılmaz yoksulluk ve mahrumiyet de vardır ve bunlar yalnızca iç kesimlerde değil ülkenin her yerinde görülür. Appalachian Dağları ve Mississippi Deltası gibi bölgelerde yoksulluk görülür.
Amerikalıların yarısından fazlası ev sahibidir. Bu ev, şehirlerde genelde bir daire veya banliyölerde bahçeli müstakil bir evdir. Avrupa'nın çoğunda olan durumun aksine yer bulmak sorun değildir ve Amerikalıların %80'i şehirlerde yaşıyor olmasına rağmen yoğun nüfuslu yerler azınlıktadır. Nüfusun çoğu kilometrelerce yayılmış büyük şehir banliyölerinde geniş arsalar üzerine inşa edilmiş evlerde yaşar. Otomobillerin yaygınlaşması ve şehir dışına alışveriş merkezlerinin açılmasıyla banliyölerde yaşamak cazip hale gelmiş ve böylece şehrin merkezindeki şirketlerden bazıları kapanmıştır. İç kesimlerde mağazalar ve cemiyetler yok olmaya başladıkça taşınabilenler taşınmış ve geride kalanlara orada yaşamaya devam etmek için neden kalmamıştır.
Amerikalıların üçte biri Kanada sınırından başlayıp Doğu Kıyısı boyunca ülkenin Florida Keys'teki ucuna gelinceye kadar ilerleyen ilk federal otoyol olan eski Route 1'in 20 mil çevresinde yaşamaktadır. ABD'ye göçenlerin çoğu ya doğu ya da batı kıyısında yaşar: Florida hem Avrupalı hem de Amerikalı emeklilerin en gözde mekanıdır.
Bu kadar büyük ve çok sayıda çeşitliliği içinde barındıran bir ülke için yapılan genellemeler insanı yanlış yönlendirir ama ortalama Amerikan ailesinin nasıl yaşadığı hakkında bazı gözlemler yapılabilir.
Amerika'da her şey Avrupa'da olduğundan daha geniştir. Yemek porsiyonları bile devasa görünür. Ortalama aile daha büyük bir arsa üstüne kurulmuş daha büyük bir evde yaşar. Eyaletler arasındaki önemli farklılıklara dikkat edilmelidir. Los Angeles'teki bir aile New England'daki bir aileden daha farklı bir hayat yaşar. Batı kıyısındaki çoğu yerde yani doğu kıyısından üç saat zaman dilimi uzakta hayat bazılarına tipik Amerikan tarzı görünür, bazılarına ise çok yabancı. Amerika'da dünyanın başka her yerinden daha çok sayıda milyoner yaşar ama yoksulluk ve sefalet içinde olan şehirleri ve kırsal kesimleri de vardır. Ne zenginlik ne de yoksulluk tek başına ülkenin eksiksiz bir görünümünü yansıtmaz, ikisi de aynı gerçeğin birer parçasıdır.